EKRANLARIN EN KÜÇÜK OYUNCUSU
Başrollerinde Selin Sezgin, Altuğ Seçkiner ve ekranların en küçük oyuncularından İsebella Damla Güvenilir’in rol aldığı dizinin setinde heyecan dorukta. İlk yayın gününe az bir zaman kala sette yaşanan tatlı telaş tüm ekibi sarmış durumda. Ama dizinin başrolü Elif’i oynayan beş yaşındaki İsabella Damla Güvenilir, dizi setinin bu heyecanını etrafına saçtığı neşeyle kırıyor, herkesin yüzüne bir tebessüm bırakıyor.
İsabella Damla Güvenilir oyunculuğun yanı sıra pasta yapmayı da çok istediğini anlatırken, annesi de onu ekranda ilk gördüğünde hüngür hüngür ağladığını söylüyor.
Elif’in annesi Melek rolündeki Selin Sezgin ise anne olmadığı için anne rolünde biraz zorlandığını belirtiyor.
Elif’in en büyük düşmanı üvey annesi Arzu’yu canlandıran Melis Çınar, her kadının içinde kötü bir taraf olduğunu ve onu dışarı çıkarmak gerektiğini ancak hiçbir kadının da durup dururken kötü olmayacağını söylüyor.
İsabella Damla Güvenilir’in ve oyuncuların yayın öncesi heyecanlarına ortak olduk;
Oyunculuk nasıl gidiyor?
İsabella Damla Güvenilir: Oyunculuk iyi gidiyor, daha önce oyunculuk yapmamıştım, alıştım.
Elif nasıl biri?
Elif güzel biri. Hep üzgün ama ben mutlu olmasını isterdim.
Televizyonda kendini görünce ne hissettin?
Çok mutlu oldum. Hiç televizyona çıkmamıştım. Sevindim. Beni televizyonda görenler sokakta, ‘sen Elif misin dediler’ ben de ‘evet’ dedim.
‘PASTA YAPACAĞIM, OYUN OYNAYACAĞIM’
Büyüyünce de oyunculuk mu yapacaksın?
Bundan sonra başka dizilerde de oynamak istiyorum. Bir de pastacı olmak istiyorum. Pasta da yapacağım, oyun da oynayacağım.
İsabella Damla’ya sette refakat eden annesi Yurdanur Güvenilir ise kızımın oyuncu olacağı hiç aklıma gelmezdi diyor.
Yurdanur Güvenilir: Çocuğun oyunculuk yapması gibi bir şey aklımızda hiç yoktu. Yapımcılar dizi için masum yüzlü bir çocuk bulmak istiyorlarmış. Bir dost vasıtasıyla bizi haberdar ettiler.
Çocuğunuzun oyuncu olması için bir çabanız oldu mu?
Hayır hiç olmadı. Ama geçen sene oyunculukla ilgili bir şeyler yaşadık. Geçen sene ana sınıfındaydı. Orda bir gösteri hazırladılar. Gösterideki en önemli ve uzun rolü İsabella’ya verdiler. Öğretmeni İsabella’yı orda keşfetmiş. Bize, ‘‘İsabella’nın özgüveni çok yüksek’’, demişti.
İsabella çok küçük yaşta. Oyuncularla arası nasıl? Anlaşabiliyor mu?
Hiçbir sorun yaşamıyoruz. Onlar oyun oynuyorlar, anlaşıyor.
Elif rolü İsabella’yı gerçek hayatta etkiliyor mu?
Hayır, hiç etkilemiyor. Geçenlerde sette, dizide annesini oynayan Melek’e ‘‘Anne bu sahneye üzüntülü mü giriyorum?’’ dedi. Yüz ifadesini sordu. Artık oyun oynadığının farkında. ‘Kayıt’ denildiğinde kendi rolüne bürünüyor. Hemen anında o şımarık, gülen, oynayan çocuk bir anda hüzünlü, ağlayan, annesiz perişan olmuş çocuk oluyor.
‘HÜNGÜR GÜNGÜR AĞLADIM’
Ekranda çocuğunuzu ilk gördüğünüzde neler hissettiniz?
Hüngür hüngür ağladım. Çok enteresan bir duygu. Kızınızı başka bir yerde görüyorsunuz. Çocuğunuz ciddi bir iş yapıyor. Ailecek kendi kendimize dedik ki; bu çocuk bu işi yapabiliyorsa biz buna engel olmayalım, destek olalım.
İsabella Damla’yı bundan sonra nerde görmek istiyorsunuz?
Benim çocuklarımdan hayatta zor beklentilerim olmadı. Onlar nasıl mutlularsa ne yapmak istiyorlarsa onu yapsınlar. Zaten kader sizi oraya götürüyor.
***
Dizide kızından ayrı gecekonduda yaşayan, kızına ulaşabilmek için hayatını ortaya koyan, Elif’in annesi Melek rolündeki Selin Sezgin, kısa sürede ekibin birbirine alıştığını belirterek, günlük dizi temposunun yorucu olduğunu belirtti.
Melek devamlı üzgün, kızına hasret yaşan bir karaktere sahip. Melek rolüne alıştınız mı?
Selin Sezgin: Evet, Melek acıların kadını. Kendisini çocuğuna adamış, tamamen saf, iyi niyetli. Tüm engellere rağmen çocuğunu kurtarmaya çalışan biri. Melek rolünü oynamak aslında zor oluyor. Çünkü anne değilim. Elif’in varlığını hissetmek, ona kendini vermek ve bunu oyuna yansıtmak çok zor.
***
Besleme olarak geldiği çiftlikte, annesizliğin acısını yaşayan Elif’in en büyük düşmanı üvey annesi Arzu (Cemre Melis Çınar) karakter olarak kötü biri ama sizi set dışında çok neşeli.
Cemre Melis Çınar: Aslında her kadının içinde kötü bir taraf var. Onu biraz dışarı çıkartmak lazım. Ben tiyatro kökenliyim zaten. O yüzden dramatik anlamda Arzu’yu hissetmek biraz beni zorluyor. Benim karakterimin çok dışında bir karakter. Ama bir yandan da büyük zevk alıyorum. Çünkü olmayan bir şeyi canlandırmak güzel.
Toplumumuz, dizilerdeki kötü kadınları sonradan sevmeye başlarlar. İzleyenler Arzu’yu da sevecekler mi?
Bilmiyorum. Bazen ben bile senaryoyu okurken ‘ya neden bu kadar kötü biriyim’ diye soruyorum. Belki Arzu’yu çok severler, Arzu’nun kötü olmasının altında belki sebepleri vardır. Herhalde hiçbir kadın durup dururken kötü olmaz.
***
Elif dizisini ve Kenan rolünü nasıl buldunuz?
Altuğ Seçkiner: Kenan Anadolu’dan gelmiş, o kültürle büyümüş bir işadamı. Dizide Türk toplumunun yaşantılarından, gerçeklerden alıntılar var. Senaryoyu ilk okuduğumda çok hoşuma gitti. Çünkü yaşadığımız konularla çok bağlantıları. Günlük hayatta yaşanabilecek bir sürü şey anlatıyor.